Günümüz dünyasının kaçınılmaz kıldığı dönüşüm yolculuğunda insanların önündeki en büyük engellerin başında; olan bitenin farkında olmamak, farkında olduğunu sanmak, farkındaymış gibi davranmak gelmektedir. Farkındalık kavramının çerçevesini içsel, dışsal (çevresel faktörler), ve uzlaşma alanı olmak üzere üç alan üzerinden çizebiliriz. Alanların detayına bakmadan önce farkında olma halinin ne olduğunu anlamaya ve farkındalığın tanımına ihtiyacımız vardır.
Farkında olmak kişinin kendi duyum, duygu, düşünce ve davranışıyla, yani kendi varlığıyla ve çevresiyletemas içinde olmasıdır (Clarkson ve Mackewn).
Farkında olma hali patlamaya hazırlanan bir yanardağ gibidir. Basınç arttığında sıcak lavlar kaynamaya ve çatlaklar açılmaya başlar, lavlar yukarı doğru fışkırır, etrafı duman kaplar ve havanın, toprağın ve denizin ısısı değişir. Özetle farkına varma sürecinde de kişi önce bazı şeyleri sezmeye başlar, bu sezgileri giderek belirginleşir, sadece bilişsel olarak değil, duygularıyla ve bedeniyle de bir şeyler yaşamaya başlar ve sonuçta bunlar yeni bir bilgi, yeni bir anlayış, yeni bir bakış açısı şeklinde açığa çıkarlar. Aynı, yanardağın patlamasından sonra manzaranın değişmesi gibi farkında olan kişi için de artık farklı bir manzara söz konusudur. Kişi önceki yaşantılarını farklı bir biçimde anlamlandırmaya başlar. Aynı, sıcak lavların çevresini çok ısıtması ve yakması gibi, farkına varılan bazı şeyler kişinin rahatsız ve mutsuz olmasına ya da acı çekmesine yol açabilir. Bununla birlikte kişi, farkında olduklarını bütünleştirip yeniden organize ettikçe, farklı seçeneklerin olduğunu gördükçe ve seçimlerini değiştirdikçe farkına varılanlar neşe, farklılık, heyecan ve yenilik getirir (Shub). Farkındalık hali, bilinçli farkındalık olarak da tanımlayabileceğimiz, şimdiki anda olup biteni anlama becerisidir ve kavramdan çok deneyimseldir. Bilinçli farkındalık (Mindfulness) özünde bir karşılama biçimidir. Hayatı, duygularımızı, düşüncelerimizi hatta yediklerimizi kapsayan bir karşılama biçimidir. Tüm bunlara karşı bir iç görü geliştirmektir.
Yargılama, direnme, sabitleme olmadan dikkatle farkında olmayı öğrenmektir. Hayatı “düzeltmeye”çalışmadan ona tanık olmak olarak da tanımlanabilir.
Aslında hepimizin kalbinde daha basit yaşama arzusu ve dünyaya karşı duyduğumuz bir sorumluluk duygusu var. Bunu sağlayabilmenin yolu da farkında olmak ve gelişmektir. Çünkü içsel farkındalığa giden yol önce dış farkındalıktan geçer. Dışta olan bitenden habersizsek büyük ihtimalle içerdekine de ulaşamayız. Bir çiçeğin zerafeti, yoldan geçen birinin yüzündeki acı, dünyanın güzelliği gibi dış unsurların farkındaysak ve bunları yargılamadan görebiliyorsak; kendi iç farkındalığımızla aynı akıntıdayız demektir. Bunları görebilmek bize kendi tepkilerimizin, kıskançlıklarımızın vb. farkına varmamızı da sağlar. Zihnimiz ve bedenimizle her eylemimizin, duygularımızın, bilinçli bilinçsiz duygularımızın farkındaysak buradan “zihnimizden bağımsız” bir berraklık doğar. Bu berraklık olmadan da neyin gerçek olduğunu bulamayız.
Farkındalık eleştirmeden gözlemlemek ve kendinize karşı anlayışlı davranmaktır. Olumsuz düşünceler sizi içine çekmeden önce onları fark etmemizi ve onların bizi ele geçirmesine izin vermeden dizginleri elimize almamızı sağlar.
Tam bir farkındalığın sağlanabilmesi için üç bileşenin farkında olunmalıdır:
Bir bireyin ne istediğini bilmesi, istediğini elde etmek için neler yapabileceğini planlayarak harekete geçmesi kendisini mutlu hissetmesine ve kendine güvenmesine yol açar bu da sadece isteklerinin farkında olan kişiler tarafından başarılabilir.
Değer yargılarının farkındalığını sağlayabilmiş bir kişi hayatını anlamlı ve bir bütün içinde yaşamaya gayret eder, söyledikleri ile davranış ve yaşayışı arasında anlamlı bir denge bulunur.
Çevre ile olan teması temel alan, beş duyu organının işlevsel bir biçimde kullanılması, yani görme, işitme, koklama, tat alma ve dokunma ile tanımlanan alan dışsal alandır. Çevreyle temasın sağlanması açısından ayrıca konuşma ve hareket etme becerilerinin de gelişmiş olması önemlidir. Bazı sorular dışsal alan farkındalığını anlamak için idealdir. Örneğin:
Son farkındalık alanı olan uzlaşma alanı içsel yaşantıları ve çevresel faktörleri birleştirir. Bu bölge, adından da anlaşılacağı gibi içsel yaşantılarla çevresel faktörler arasındaki uzlaşmayı ve uyumu sağlar. İçsel yaşantılar ve çevresel faktörlerle ilgili farkındalıklar, bu alanda bilişsel açıdan organize edilir ve anlamlandırılırlar. Düşünceler, hayaller, anılar ve beklentiler bu alanda yer alırlar. Bu alan aynı zamanda tahmin etme, planlama, yaratma ve seçim yapmayı da içerir. Dolayısıyla uzlaşma alanı, hem en çok sorun yaşanan, hem de iyi uyum sağlandığı takdirde yaşamın daha zengin, daha yaratıcı ve daha keyifli olmasını sağlayan alandır.
Sağlıklı bir kişinin içsel yaşantılarının ve çevresel faktörlerin eşit derecede farkında olması ve uzlaşma alanındaki değerlendirmelerinde bu iki bölgeyi de dikkate alması beklenir. Oysa bazı kişiler içsel yaşantılarının, bazıları ise çevresel faktörlerin daha fazla farkında olduklarından uzlaşma alanında tam bir farkındalık yaşayamamaktadırlar.
Farkında olma bir boyuttur. Farkında olma boyutunun en sonundaki yer “farkında olduğunun farkında olma” yada “farkındalığın farkındalığı” olarak adlandırılır. Burada bir sahiplenme, sorumluluk ve seçmeden söz edilebilir. Farkında olduğunun farkında olan bir kişi öncelikle farkında olduklarını, yani duyum, duygu, davranış, istek ve ihtiyaçlarını eleştirmeden, yargılamadan sahiplenebilir; ne yaptığının, nasıl yaptığının sorumluluğunu yüklenebilir; bunlara bağlı olarak farklı düşünme, hissetme ve davranma seçeneklerinin olduğunu görebilir ve bunları uygulayabilir. Bu aşamada kişi kendini canlı, doğal, özgür ve yaşama bağlanmış hisseder ve içinde olduğu anı yaşayabilir.
Farkında olma harekete geçebilmeyi de beraberinde getirir. Kişi ihtiyacının farkına vardıktan sonra bu ihtiyacını karşılayabilmek için çevresel koşullarını dikkate alarak ve seçeneklerini gözden geçirerek harekete geçer. Kişinin ihtiyaçlarının farkında olabilmesi için bunların temelinde yer alan duyum, duygu, düşünce ve davranışlarının farkında olması gerekir.